-Normalde sık görüşmediğim -hiç görüşmediğim- msn'de bile doğru düzgün konuşmadığım bir arkadaşım var. Bir parti olsun, festival olsun, şenlik olsun, "akşam çıkıyoruz" olsun bu tip okazyonlara beni bir kere bile çağırmamış neşesine ortak etmemiştir ama ne zaman ki canını sıkan kafasını bozan bi olay olur hemen beni arar. Hemen mi bilmiyorum belki daha önceden yadsınamayacak bir güruhun kafasını bellemiştir ama beni de arar yani eksik etmez hüznünden sağolsun. (Aynen Arda gibi "canııığğm")
Neyse bu arkadaş aşk acısı çekiyomuş beni aradı. Hemen kürümü uyguladım.
a) önce "aşk acısı yoktur ego yaralanması vardır" adlı 25 dakikalık monologumla "Kahır Mektubu Returns" ödülünü Zeki Müren'in elinden aldım.
b) Minik bir simülasyonla içinde bulunduğu durumu anlattım. (Sezen Aksu-Kurşuni Renkler: ona acısının nasıl göründüğü, Yıldız Tilbe-Çabuk Olalım Aşkım: acısının aslında ne olduğu)
c) Phoebe'nin Ross'un gaydasına "sing along" ettiği o harikuşahane linkle gönüllerde taht kurdum. (ilgilenenler için:TOW Joey's New Brain)
d) Sonra bi ara içten içe "sanki işimiz gücümüz yok senin dandik sözde aşk acın için kendimizi hırpalıcaz. Bi gün de iyi bişey için ara denyo" diye atarlanıp hayatımın ne kadar güzel olduğundan bahsettim.
e) "Ya çok seviyosan git konuş bence" dedim. Bence komikti ama gülmedi.
Benim aşk acısı için kürüm yokmuş onu öğrendim bu vesileyle. Aman çok da umrumda. Sadece kötü günde aramayın beni arkadaşım iyi günde de görün ya.
- Ben Konstantin Levin'i Aleksey Vronski'ye tercih eden şanslı azınlığım.
- "Takdir"in "taktir" olarak yazılmasını ancak biri Türkçe'yi yeni öğreniyorsa anlayışla karşılayabilirim.
- Şu muhabbet aramızda geçmedi değil
N:
*fatmagulun son bolumunu izledinmi nogldu
I:
*izlemedim
*televizyon izlemiyorum ben
*ÇOK BANAL
*APTAL KUTUSU BENCE :(((((((((((
N:
*:D
*bisiktirsinler onlar da yavsak picler
*sanki notebookta izledikleri dizi tvde yayinlanmiyo amk
*koduumun mantigina bak
I:
*asdjalskdjşalsdkafoırhfhasdjalskdjasda
*harbiden
N:
*bitanesine sike sike nuri izleticem
*bak bakalim kaliyo mu o hipsterlik
I:
*askdjalksdja hakkaten de
*nuri çok kötü ya
- Andrew Garfield gençler. Maşallah. Zaten ben bu eserimizi E ve G'yi zorla götürdüğüm Lions for Lambs adlı öyle sözde politik mesaj verip "bakın biz de kendimizi eleştiriyoruz ölcez demoktratiklikten" kaygısı güdülerek çekilmiş, ödülünü Mahsun Kırmızıgül'den alan bi filmde keşfetmiştim. Adeta bir talent scout'tım o günlerde. Her neyse, tabi bu gencimiz çosüp bi oyuncu olduğundan kendini Robert Redford'un yancılığından yüksek noktalara getirmeyi başardı. The Social Network'teki Eduardo ve şu son Örümcek Adam dersem yararı olur umarım. (Favorim kesinlikle Never Let Me Go'dur; buradan beni takip eden Hollywood yapımcılarına sesleniyorum şu sübyan görünümlü ama gayet olgun abimize bi chick flick bi aşk şeysi çektirin nolur) Her neyse, ben yine ödev yapmamak için Wikipedia'da Lady Gaga kaç numara ayakkabı giyiyo onu araştırırken Andrew Garfield'ın bi kısa filmde oynadığını gördüm; hemen indirdim filmi tabi. Bir heyecan, bir telaş; aha dedim aşk filmi aman sabahlar olmasını wuhu dedim dımçıkıpavpav dedim içimden.
Kahve yaptım kendime hatta babamın İsviçre'den getirdiği ama Obama'nın elinden almış eğer biterse de CIA tarafından Guantanamo'ya tıkılacakmışız gibi sakladığı çikolataları bile arakladım; açtım filmi.
İki robotun aşkının anlatıldığı filmde Andrew Garfield'ın yüzünden başka her yeri görünüyodu. (Her yeri derken, unfortunately, not "her" yeri) Kafasına "robot" olduğunu tanımlayan bir kutu geçirmişler, bizimki de oradan oraya dolaştı falan. Ben de buna 40 dakikamı ayırdım, "belki bişe olur, kutuyu çıkarır" diye diye bekledim. Bi de en ilginç tarafı bu ikisinin dışında herkesin yüzü görünüyodu.
Spike Jonze'a "arkadaşım yakışıklı adam görmeyeceksek niye bize film izlettiriyosun 40 dakika da olsa ben sana Nuri'yi izletiyo muyum" diye mesaj atıcam twitterdan. Kendisine örnek olarak da The Imaginarium of Doctor Parnassus filmini örnek göstericem (alfabetik sırayla): Andrew Garfield, Colin Farrell, Heath Ledger, Johnny Depp ve Jude Law'u birleştiren bu muhteş sanat eserini. Ve eklicem: bugün hala orgazma orgazm diyosak bunun nedeni the imaginarium of doctor parnassus öbeğinin çok uzun olmasıdır.
- Bi de Andrew Garfield B ile aynı günde doğmuş. (Gün derken: gün-ay-yıl; hepsi aynı) Dini ve milli bayramlarımızın genişletilmesinin yasa tasarısı meclisten geçti.
- Nuri çok kötü ya cidden.
Friday, April 22, 2011
Subscribe to:
Posts (Atom)