Buraya komiklikli şakalı bi şey yazacaktım; ama vatana millete hayrım dokunsun istedim. Bi de komiklik şaka isteyen adam zaten buraya gelinceye kadar binlerce Umut Sarıkaya öyküsünü/karikatürünü hatmeder diye düşündüm.
O yüzden şu aralar üzerinde en çok zaman ayırdığım şey olan "master başvuruları" ile ilgili birkaç satır karalıyorum.
Alttaki maddeler tartışmaya açık olup, yine de belli bir yol haritası çizmesi bakımından göz önüne alınasıdır.
Avrupa'da bilimum okullara başvurmak için
1.Ne istediğinizi bilin.
Sırf "gitmiş olmak için" başvurmayın, eğer amacınız buysa iyi okulları denemeyin. Kazanabilirsiniz, evet, burs da bulursunuz, tamam; ama devam ettirmeniz zor olabilir. Master dedikleri olay Türkiye'deki gibi bütün gün yatalım akşam çalışırız mantığını aşıyor. 4-5 saatlik uykular, okunması ve anlaşılması gereken makaleler, lisanstan çok daha zorlu bir eğitim süreci sizi bekliyor. Sevmiyorsanız, "ya bunları nerde kullancaz ki" mantığını hâlâ aşamamışsanız hiç bulaşmayın. "Senin uğrunda çektiğim çile yalnızca sevinç olur bana" tandanslı bir Orhan Gencebay şarkısı yazarıysanız alt metne geçebilirsiniz. Bizim geçen yılın bölüm birincisini bile oflatıp puflatan bir eğitim anlayışından söz ediyoruz en nihayetinde.
2.Bütçenizden belli bir meblağı bu iş için hibe edeceğinizin farkında olun.
Application fee (başvuru ücreti), kimi belgelerin mektup yoluyla yollanması, TOEFL-GRE formatındaki sınavlara giriş ücreti, sınav sonuçlarının ilgili okullara yollanması derken hiç de azımsanamayacak bir tutarı okullara akıtacağınız acı bir gerçek. Şöyle ortalama bir okulu ele alalım:
Başvuru Ücreti: (Benim başvurduğum çoğu okulda başvuru ücreti yoktu; ama İngiltere'nin üst düzey okulları -Cambridge, LSE, Oxford, vs.- 30 pound civarı takarlar size)
Belgelerin Yollanması: Online başvurunun yanı sıra hardcopy belgeyi adresine postalamanızı isteyen okullar da mevcut; Bilkent'te DHL'in kampanyası olduğu için burayı 20 tl tutarında alıyorum.
TOEFL sonucunun gönderilmesi: ETS bu yıl her bir sonuç için 17$ aldı.
GRE sonucunun gönderilmesi: GRE sınavının sonunda bedava sonuç gönderilebilecek 4 okul seçebiliyorsunuz, bu listede olmayan bir okul için ekstradan 23$ ödemeniz gerekiyor.
Burada yaklaşık 200 tl hesapladık; ama gözünüz korkmasın. Çoğu okul başvuru ücreti almıyor, hardcopy belgeyi ancak kabul edilirseniz bekliyor, TOEFL-GRE sonuçlarınızı da scan ettirip başvurunuza ekliyorsunuz.
3.Referanslarınızı bollayın.
Avrupa'daki okullar genelde 2 referanstan fazlasına tamah etmez. (Oxford bu konuda istisnasını koruyup 3e göz diker). Siz sakın işi ikiyle sınırlamayın; üç, hatta dört kişiye gidip referans dilenin. Hatta "hayatta vermez" diye düşündüklerinizin bile kapısını çalın. (Akademik hayatın ne getireceği belli olmuyor) Hiç ummadığınız insanlardan aldığınız onay güveninizi yerine getirebilir. Ayrıca başvuru sürecinde hocaların "ay çok işim vardı yazamadım", "5ten fazla okula referans göndermem" "xxx bölümü sana uygun değil yazma orayı" gibi baskılarına maruz kalmaz, referanslarınızı istediğiniz gibi kombine edersiniz.
4.Referanslar Continued
Hocalara gittiğiniz zaman mıymıy konuşmayın, bir dosyaya transkriptinizi, statement of purpose'unuzu, başvurmayı düşündüğünüz okulların bir listesini, TOEFL-GRE-GMAT sonuçlarınızı koyarak gidin. Araştırmanızı önceden yapmış olun. Bu tip bir ön çalışma size hem artı puan kazandırır hem de görüştüğünüz kişinin size daha spesifik yardımlarda bulunmasını sağlar. "Ben Avrupa istiyorum" demekle "Ben Robotik çalışmak istiyorum ve sanırım en iyi üniversite Munchen" demek arasındaki farkı herkes görür. Zaten hocanız da referans yazarken bu dosyadaki belgelere başvuracağından siz eşeğinizi sağlam kazığa bağlamış olursunuz.
5.Pasaport işlemlerine başlayın:
Çoğu Avrupa üniversitesi başvuru sırasında vize işlemleri ve daha fazlası için sizden geçerli bir pasaport numarası isteyebilir. (Fransa'da bazı okullar pasaportunuzun fotokopisinin scanini bile bekler) "Pasaportum yok" diyip de sıkıntıya girmemek için baştan halledin.
6.TOEFL-GRE
TOEFL sınavı neredeyse her bölüm için elzem. Başvurulan bazı programlar eğitim dili İngilizce olan okullarda okumayı yeterli kabul etse de, genel eğilim şöyle kelli felli, tüm dünyaca kabul gören bir dil-yeterlilik belgesinin varlığına kaymakta. Amerikan okulları ağırlıklı olarak TOEFLı gösterirken İngiltere'de karşınıza IELTS de çıkabilir. Ben sadece TOEFLa girdiğim için karşılaştırma yapamıyorum ama internetteki yorumlarda IELTS'in daha kolay olduğu, ve özellikle Speaking bölümünde TOEFL gibi makinaya konuşturmak yerine karşınıza kanlı canli bir insan evladı geçtiği için daha hümanist takıldığı yazıyor. Karar sizin.
Mühendislik fakülteleri öyle harikalar yaratmanızı beklemeyebilir; internet-based test üzerinden 90ı alsanız yeter de artar. Sosyal bilimler biraz daha fazlasını ister, birçok üniversitenin eşiği 100.
Bazı üniversiteler kriterleri detaylandırarak 4 bölümden (Okuma, Yazma, Konuşma ve Dinleme) 30 üzerinden en az 25 almanız gerekliliğini de eklerler. Mesela 3 bölümden 30u bastınız ama bir tanesi 10; 100ü tuttursanız bile başvuru kriterlerini tamamlamış olmazsınız.
Bu konuda karşılaştığım iki ekstrem örnek Oxford ve Cambridge. (Büyük oynamak değil, 'du bakalım nolcak' acaba mantığıyla başvurdum). Oxford MPhil Economics başvuruları için başvuru kriterini 100 alıyor; fakat "önerilen" TOEFL sonucunun da 109un üstünde olmasından dem vuruyor. Kısacası 'biz oraya o 100ü sen sevin, başvur, bize belli bir miktar başvuru parası öde diye yazdık ama seni almayacağız bilesin' diye indirekt mesajını basıyor. Cambridge daha dobra: Minimum puan 110 olmalı ve her bir bölümden en az 25 yapılmalı. 109 mu aldın? Elveda.
TOEFL için verebileceğim öneriler: Çalışın. İngilizce eğitim veren bir okulda tüm gününüz dersleri dinlemek, sunumlar yapmak, makaleler okuyup-yazmak olsa da sınavdan birkaç gün önce birkaç kitaba göz gezdirmekta fayda var.
Orijinal kitap almak yersiz. Arkadaşlarınızın kaynaklarından yararlanın, internetin illegal downloading kabiliyetini kullanın. Torrent sitelerinde yüzlerce çalışma paketi var.
Eksiğinizi belirleyin ve ona göre çalışın. Özellikle yazı bölümü zorlayabiliyor. (Birini 45 dakika, diğerini 1 saat içinde yazmanız gereken iki makale konunuz olacak). Çeşitli "phrase"leri öğrenin: Hence, Nevertheless, "it has been widely assessed" gibi lafları bilip yerleştirmek makalenize hava katabilir, bu tip kelimelerin olduğu listelere şöyle bir göz gezdirin. (Ezberlemeyin)
Çıkabilecek makale konularıyla ilgili alıştırma yapın.
Typing hızınızı geliştirmeye çalışın.
İngilizce klavyeye alışın; sınav süresince Türkçe klavye kullandırtmıyorlar noktanın virgülün yeri de haliyle karışıyor.
Ankara insanları (Behzat Ç'ciler) da sınav yeri olarak TOBBu tercih etsinler. Atılım'da girdiğim sınavda ben daha listeningi yaparken yanımdaki eleman speakingde bocalıyordu. İnsanın konsantrasyonu sürünüyor haliyle.
GREye gelince, Verbal kısmı rezalet. Bir arkadaşımın dediği gibi "binaenaleyh-mamafih" arasındaki ilişki aşağıdakilerden hangisinde vardır tandanslı sorularla dolu. Zaten neredeyse tüm okullar bu kısmı hiç kaale almadan sadece Quantitative ve Analytical Writing bölümlerindeki performansınıza bakıyor. Eğer Amerika'da Amerikan Dili ve Edebiyatı falan çalışmayacaksanız hiç ezberlemeye falan kasmayın, başaramazsınız zaten.
Mantıklı sıkma yeteneğinize güvenin. Ben GRE'de karşılaştığım "asundered" kelimesinin anlamını Sunderland'den çözmüştüm, bu tip beyin fırtınaları yardımcı olabiliyor. Hiç mi bilemediniz, atın gitsin.
Quantitative kısmı kolay görünebilir, ülkemiz ortalama ortaokul öğrencisine sorulan matematik problemi kıvamında. Yine de terimlerin ingilizcelerinde sıkıntı oluşabilir; radius, diameter, circumference gibi laflara aşina olun. Amerikalıların ölçü birimleri de farklı olduğundan çevrimleri de iyi bilin. İyi okulların her zaman tam puan istediğini düşünürsek 1 yanlış bile sizi çok geriye atabilir. (Harvard'a bakmıştım, 800 üzerinden 797 falan istiyolardı)
Analytical Writing kısmına da çalışmak lazım tabi, ben TOEFLdan gelen gazla pek çalışmamıştım; 4.5 aldım (6 üzerinden). Şöyle yine 4-5 saatinizi verip 2-3 pratik yaparsanız 5-5.5 civarı almama nedeninizi göremiyorum.
Bir de GREyi anlamsızca önemsiyorlar, sınav odasına şeker, su bile almanız yasak. "Ulan yarıçapını verdiğin çemberin çevresini soruyosun sonra da CIA giriş sınavı havası yaratıyosun" geyiğini sınavdan sonraya saklayın. Veya da önceye; ama yapın bu geyiği.Yapmayanı almıyolarmış okullara.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment