Sunday, December 27, 2009

Benim Adım Jojoba

Şebnem Ferah en Tuna-Kiremitçi-başlıklarla 10-16 yaş ergen kızlarımızın günlük yazım süreçlerine arka plan şarkıları söyleyedursun, ben hâlâ thought çalışmaya başlamamış olmanın vicdani hezeyanı içerisinde savrulmaktayım. Yarın 2 saatlik boşumda gürül gürül başlamayı düşünüyorum ama. Sonra akşam eve gelince de.

Bugün gittiğim vıcık vıcık CV kokan toplantılarda da "iktisat çok sıkıcı hep teori" diyen kıza ayar verememenin hüznü de var içimde, elimde olsa konferanslarda eline 50lik puzzle bile verirdim ama gelin görün ki başkanımızın gazı benimkini yerle bir etmiş durumda. O egonun bütün dünyayı sarmalayacak bir buğusu var, benimki ise Sheffield'a gidip Alex Turner'a el etse yeterli. Ve evet dersleri takıyorum, ve evet, "abi 15 dakikada çıktım boş kağıt verdim" insanı bende "off ya nasıl atarlı bu sisteme, isyankar ruhlar beni çok etkiler" mantığı uyandırmıyor.

Kıvanç Tatlıtuğ da saçını kestirerek içimdeki tüm o alternatif "indie rock candır, Camden Scene başarılı, Vic Chestnutt ölmüş duydun mu?, William Blake mi okusam" insanını bir darbeyle yere sererek youtube'daki "Aşkı Memnu 55.Bölüm Part 10 SON" videosunun 2.30dan sonrasını adeta belleğime kazıdı. Hani utanmasam, veya okulda anlamsızca gezinmek yerine -ki artık havaların soğuması ve finallerin yaklaşmasıyla bu aktivite yerini Mozart'ta oturmaya bıraktı- evime yuvama çekilsem oturur izlerim bile.

Mütemadiyen dalga geçtiğim bir insanın onunla hala dalga geçtiğimi anlamamış olması bana onunla dalga geçmemem gerektiğine dair bir mesaj mıdır, yoksa daha fazla dalga geçebilmeye açılan bir yol mu?
Yarın biriyle kavga etmesem iyi bari.

No comments:

Post a Comment