Friday, October 1, 2010

Euphoria Bi Parfümden Çok Daha Fazlası

Biri var uzun bi süredir; sevgimin masumiyeti bozulmasın, dillerde çok yalpalamasın diye kimseye anlatmadım. Sonra bi gün artık nereden estiyse -nereden esmiyor ki- bi mesaj attım ona en sevdiğim şarkıyı yazıp, o da bugün bana başka bi şarkıyla karşılık vermiş. Mutlu oldum. Bi insanın mutluluğunun başka birisinin ellerinde olması kişinin içsel gücüne en büyük darbe gibi görünse de; bir insanın diğerine bahşedebileceği mutluluğun sınırsızlığı yine bireyin gücüne dikkat çekmekte.
Ve benim böyle Ayn Rand'ın göğsünü kabartacak cümleleri bir Cezmi Ersöz kitabının önsözüne yakışırcasına yazmamın nedeni hem; kimseye anlatmadığım mutluluğumu, çoğu kimsenin bilmediği; bilenlerin de sorularla beni rahatsız ederek detaylarını paylaşmak istemediğim bi özelimin yakasına ısrarla sarılmayacaklarını düşündüğüm bloguma geçirebileceğimi fark ettiğimden- hem de endorfin hormonuyla kişisel yazı düzeni arasındaki negatif korelasyondan. (bkz: Franz Kafka)

Ama tabi, okuyan bi gönül insanı; amme hizmeti, kul hakkı, arkadaşlık mottosu, önceden yapılmış bir yardımın altında kalmama dengesi, vatandaşına yardım etmenin sosyal sorumluluğu, yoldaşlık bilinci, darda kalana yardım etme güdüsü; artık ne derseniz deyin, lütfen bana bir akıl verse de ben ya başka bir şarkı daha yazarak mesajı devam ettirme; ya da cevap vermeyip damakta bırakılan tattan bıktırmama arasında gidip gelmeyerek bi tanesini seçebilsem.
Özel mesaj veya mail veya msn imkanımız varsa oradan; hiç olmadı yorumlardan lütfen.
Lütfen?

No comments:

Post a Comment